Categories
cihant.com

Hakkınızı Kaybetmeyin! Miras Davalarında Kritik Süreler Nelerdir?

Miras davaları, bireylerin ailevi ve ekonomik ilişkileri açısından büyük önem taşır. Ancak birçok kişi, haklarını ararken belirli sürelerin geçmesi nedeniyle mağduriyet yaşayabilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen miras hukuku, çeşitli dava türleri ve süre kısıtlamaları ile çerçevelenmiştir. Bu yazımızda, miras davalarında en sık karşılaşılan kritik süreleri ele alacağız. Bu bilgiler, hak kaybı yaşamamanız açısından oldukça değerlidir.

Miras Davalarında Süre Neden Önemlidir?

Hukuki süreçlerde zamanlama büyük önem taşır. Miras davaları söz konusu olduğunda, dava açma süresi kaçırıldığında hak arama yolları kapanabilir. Bu nedenle, miras bırakan kişinin vefatından sonra harekete geçmek isteyen mirasçıların sürelere dikkat etmesi gerekir. Aksi takdirde, elde edilmesi mümkün olan mal varlığı ve haklar kaybedilebilir.

En Sık Karşılaşılan Miras Davası Türleri ve Süreleri

1. Tenkis Davası (Saklı Pay İhlali Durumu)

Tenkis davası, miras bırakanın saklı payı ihlal eden tasarruflarına karşı açılır. Kanuni mirasçılar, kendilerine tanınan saklı payın ihlal edildiğini düşünüyorsa bu davayı açabilir.
Süre: Mirasçı, tenkis sebebini ve tasarrufun kendisine yöneldiğini öğrendiği tarihten itibaren bir yıl, her hâlükârda vasiyetnamenin açılmasından veya tasarrufun yerine getirilmesinden itibaren on yıl içinde dava açmalıdır.

2. İptal Davası (Vasiyetnamenin veya Sözleşmenin Geçersizliği)

Miras bırakanın ehliyetsiz olması, irade sakatlığı ya da hukuka aykırı bir nedenle vasiyetname veya miras sözleşmesi yapması durumunda iptal davası açılabilir.
Süre: İptal sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl, her durumda tasarrufun ölümle sonuç doğurmasından itibaren on yıl içerisinde açılmalıdır.

3. Mirastan Çıkarma (İskat) İşlemlerine İtiraz

Mirasçının mirastan çıkarılması durumunda, bu işleme itiraz etmek mümkündür.
Süre: Mirastan çıkarıldığını öğrenen mirasçının, bu durumu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde iptal davası açması gerekir.

4. Ecrimisil Davası (Haksız Kullanım Bedeli Talebi)

Diğer mirasçıların, miras kalan taşınmazı izinsiz kullanması durumunda ecrimisil talep edilebilir.
Süre: Geriye dönük beş yıl için ecrimisil talep edilebilir. Bu nedenle gecikmeden dava açılması önemlidir.

5. Ortaklığın Giderilmesi Davası (İzale-i Şuyu)

Miras kalan malın ortak kullanımından doğan anlaşmazlık durumlarında bu dava açılır.
Süre: Bu dava türünde süre sınırlaması bulunmamaktadır. Ancak uzun süre birlikte kullanım, malın değerini olumsuz etkileyebilir.

Vasiyetnamenin Açılması Süreci

Miras bırakan kişinin ardından noter huzurunda bırakılmış vasiyetname varsa, bu belgenin resmi şekilde açılması gerekir.
Süre: Noter tarafından vasiyetname ölümden sonra en geç bir ay içerisinde mirasçılara bildirilmeli ve açılmalıdır. Mirasçılar bu süreci takip etmeli, gerektiğinde avukat desteği almalıdır.

Dava Açarken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Belgelerin eksiksiz ve doğru hazırlanması gerekir.

  • Zamanaşımı sürelerinin doğru hesaplanması için hukuki destek almak önemlidir.

  • Tüm mirasçılar arasında iletişim kurulması, dava sürecini kolaylaştırabilir.

Neden Profesyonel Destek Almalısınız?

Miras davalarında birçok teknik detay ve prosedür vardır. Yanlış yapılan bir işlem, hak kaybına neden olabilir. Bu nedenle, süreci bilen bir hukuk bürosundan yardım almak, ileride doğabilecek sorunların önüne geçilmesini sağlar. “Cihant Hukuk ve Danışmanlık” olarak, müvekkillerimizin haklarını en etkili şekilde korumak için deneyimli ekibimizle yanınızdayız.

Sonuç: Hak Kaybı Yaşamamak İçin Sürelere Dikkat!

Miras davalarında süreler yalnızca hukuki değil, aynı zamanda ekonomik sonuçlar da doğurur. Hakkınız olan mal varlığını talep edebilmek, manevi anlamda da tatmin edici olabilir. Ancak bu süreçte zaman en kritik unsurlardan biridir. Eğer siz de mirasla ilgili bir sorun yaşıyorsanız, zaman kaybetmeden bir hukuk uzmanından destek almanız yerinde olacaktır.

Categories
cihant.com

Şirket Hisseleri veya Kripto Paralar Miras Kalır mı?

Günümüzde dijitalleşmenin artmasıyla birlikte, geleneksel mal varlığı unsurlarına yeni bir boyut eklendi. Artık mirasçılara sadece taşınmazlar veya banka hesapları değil, aynı zamanda dijital varlıklar ve şirket hisseleri de intikal edebiliyor. Peki bir kişi vefat ettiğinde sahip olduğu şirket hisseleri veya kripto paralar gibi dijital varlıklar hukuken nasıl bir süreçle mirasçılara geçer?

Şirket Hisseleri Miras Bırakılabilir mi?

Türk Medeni Kanunu’na göre bir kişinin malvarlığı unsurları ölümünden sonra yasal veya atanmış mirasçılarına geçer. Bu kapsamda, şirket hisseleri de mirasın bir parçası olabilir. Ancak burada önemli olan şirketin türüdür.

Limited şirketlerde, ortaklık yapısı daha sıkı kurallara bağlıdır. Hisselerin devri şirket sözleşmesine bağlı olarak sınırlandırılmış olabilir. Bu nedenle, miras yoluyla geçen hisselerin diğer ortaklar tarafından onaylanması veya şirket sözleşmesinde belirtilen usullere göre işlem görmesi gerekebilir.

Anonim şirketlerde ise hisse devri genellikle daha serbesttir. Miras yoluyla geçişte yasal mirasçılar, hissedar sıfatını kazanabilir ve paylara bağlı haklardan yararlanabilir.

Bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli konu, mirasçılardan birinin şirketle aktif olarak ilgilenip ilgilenmeyeceğidir. Çünkü hisseye sahip olmak aynı zamanda şirket kararlarında oy hakkı gibi önemli sorumluluklar da doğurabilir.

Dijital Varlıklar (Kripto Para vb.) Miras Kalır mı?

Dijital varlıklar, son yıllarda hızla önem kazanan bir diğer konu. Özellikle kripto paralar (Bitcoin, Ethereum vb.) dijital cüzdanlar aracılığıyla saklanmakta ve geleneksel finansal sistemin dışında işlem görmektedir.

Hukuken, bu dijital varlıklar da bir malvarlığı unsurudur ve miras bırakılabilir. Ancak burada en büyük sorun, dijital varlıkların erişilebilirliğidir.

Çoğu kripto cüzdan, yalnızca özel anahtar (private key) ile erişilebilen sistemlere sahiptir. Bu anahtar, sadece mal sahibinde bulunuyorsa ve ölümünden sonra mirasçılara iletilmemişse, varlıklara ulaşmak neredeyse imkânsız hale gelir.

Dijital Varlıklarda Miras Planlaması Neden Önemlidir?

Dijital varlıkların miras olarak devredilmesinde teknik engelleri aşmak için önceden planlama yapmak oldukça önemlidir. Aşağıdaki adımlar, bu sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlayabilir:

  • Dijital varlıkların bir listesinin tutulması

  • Özel anahtarların güvenli ancak erişilebilir şekilde saklanması

  • Mirasçılara bu konuda bilgi verilmesi veya bir avukata vasiyetname ile yetki tanınması

  • Noter huzurunda düzenlenmiş bir vasiyetname ile açık talimatlar bırakılması

Bu tür önlemler, vefat eden kişinin dijital varlıklarının kaybolmadan, yasal mirasçılara geçmesini sağlar.

Hukuki Süreç Nasıl İşler?

Miras işlemleri Türk Medeni Kanunu’na göre yürütülür. Miras bırakan kişinin ölümünün ardından, yasal mirasçılar sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı alırlar. Bu belge ile hem şirket hisselerine hem de banka veya dijital cüzdanlardaki varlıklara hukuken hak kazanırlar.

Eğer bir vasiyetname düzenlenmişse, bu belge noter tarafından açılır ve içerisindeki hükümler geçerli olur. Vasiyetnamede dijital varlıklarla ilgili talimatlar yer alıyorsa, bunlar da uygulanır.

Bazı durumlarda, özellikle büyük meblağlara sahip dijital varlıklarda, uyuşmazlıklar yaşanabilir. Bu noktada profesyonel bir hukuk desteği almak, hem hak kayıplarını önler hem de sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlar.

Sonuç

Teknoloji ile birlikte mal varlıklarının kapsamı değişiyor ve hukuki düzenlemelerin bu değişime ayak uydurması gerekiyor. Şirket hisseleri ve dijital varlıklar, doğru bilgi ve yönlendirme ile miras sürecine dahil edilebilir.

Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, hem şirket hisselerinin miras devri hem de dijital varlıkların güvenli biçimde yasal mirasçılara geçişi konusunda müvekkillerimize kapsamlı destek sunmaktayız. Gelecekte yaşanabilecek sorunları önlemek adına, önceden hukuki danışmanlık almak her zaman en akılcı çözümdür.

Categories
cihant.com

Türkiye’deki Miras İşlemleri Ne Kadara Mal Olur? (2025 Güncel Masraflar)

Miras işlemleri, bir yakının kaybından sonra kalan mal varlığının yasal varisler arasında paylaştırılması sürecini kapsar. Türkiye’de bu işlemler belirli hukuki prosedürlere tabidir ve hem zaman hem de maddi kaynak gerektirir. Özellikle tapu devirleri, veraset ilamı çıkarılması ve miras paylaşımı gibi aşamalarda belirli ücretlerle karşılaşmak mümkündür. Bu yazımızda miras işlemleri sırasında karşılaşabileceğiniz temel masrafları ve avukatlık ücretlerini sade bir şekilde ele aldık.

Veraset İlamı Ücreti

Miras işlemlerine başlamak için ilk adım, veraset ilamının (mirasçılık belgesi) alınmasıdır. Bu belge, yasal mirasçıların kimler olduğunu gösterir ve Sulh Hukuk Mahkemesi’nden ya da noterden alınabilir.

  • Noter üzerinden alınan veraset ilamı için 2025 yılı itibarıyla ortalama 600 TL – 1000 TL arasında bir ücret ödenmektedir.

  • Mahkeme yoluyla alınan veraset ilamı ise dosya masrafları ve harçlarla birlikte 1000 TL – 2000 TL arasında tutabilir.

Veraset ve İntikal Vergisi

Türkiye’de miras kalan mal varlığı için veraset ve intikal vergisi ödenir. Bu vergi, mirasın büyüklüğüne ve mirasçı ile muris arasındaki akrabalık derecesine göre değişir.

  • Birinci derece mirasçılar (eş, çocuk) için daha düşük oranlar uygulanır.

  • 2025 yılı itibarıyla vergi oranı %1 ile %10 arasında değişmektedir.

  • Vergi, genellikle 3 taksitte ödenebilir.

Örneğin, 500.000 TL değerinde bir mal varlığı için ödenecek vergi ortalama 5.000 TL – 25.000 TL arasında olabilir.

Tapu Harcı ve Diğer Tapu Masrafları

Miras yoluyla taşınmaz bir mülk edinildiğinde, tapu kaydının mirasçı adına düzenlenmesi gerekir. Bu işlem sırasında da birtakım harç ve masraflar ödenir:

  • Tapu harcı oranı, miras yoluyla intikalde binde 9,48’dir.

  • Örnek: 1.000.000 TL değerinde bir taşınmaz için yaklaşık 9.480 TL tapu harcı ödenmesi gerekir.

  • Ek olarak döner sermaye bedeli ve tapu müdürlüğü hizmet bedelleri de alınır. Bunlar da genellikle 500 TL – 1500 TL arasındadır.

Avukatlık Ücreti

Miras işlemleri, özellikle birden fazla mirasçı varsa, anlaşmazlıkların yaşandığı durumlarda karmaşık hale gelebilir. Bu gibi durumlarda bir avukattan profesyonel destek almak faydalı olur.

  • Türkiye Barolar Birliği’nin 2025 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre bir avukatın alabileceği ücret;

    • Veraset ilamı çıkarma: 3.000 TL – 5.000 TL

    • Miras paylaşım davası: 15.000 TL – 30.000 TL

    • Tapu intikali süreci takibi: 10.000 TL – 20.000 TL arasında olabilir.

Avukatlık ücretleri, dosyanın kapsamına, taşınmaz sayısına, uyuşmazlık durumuna ve taraf sayısına göre farklılık gösterebilir. Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, şeffaf ücret politikamız ve dava öncesi detaylı bilgilendirme anlayışımızla müvekkillerimizin yanındayız.

Ek Masraflar

  • Posta ve tebligat ücretleri

  • Bilirkişi ve ekspertiz ücretleri

  • Dava harçları (eğer mahkemeye başvurulacaksa)

Bu ek giderler genellikle işlemin niteliğine göre değişmekle birlikte 500 TL – 5.000 TL aralığında olabilir.


Sonuç

Türkiye’de miras işlemleri birçok farklı aşamadan oluşur ve her bir aşamada belli miktarda harç, vergi ve ücret ödenir. Masraflar, mirasın türüne, değerine ve işlemlerin yapılacağı kuruma göre değişebilir. En sağlıklı adımları atabilmek adına bir avukattan destek alınması hem hukuki güvenliği sağlar hem de sürecin daha hızlı ve sorunsuz ilerlemesine katkı sunar. Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, miras işlemleri konusunda uzman kadromuzla size her adımda profesyonel destek vermeye hazırız.

Categories
cihant.com

Yurtdışından Miras Takibinde EN SIK Yapılan 3 HATA! (Sakın Yapmayın!)

Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları veya yurt dışında yaşayan Türk kökenli bireyler, Türkiye’deki miras işlemleri söz konusu olduğunda çeşitli hukuki süreçlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu süreçler karmaşık olabilir ve çoğu zaman bilgi eksikliği veya yanlış yönlendirme nedeniyle ciddi hatalar yapılabilmektedir. Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak yıllardır karşılaştığımız davalarda, belli başlı hataların tekrarlandığını görmekteyiz. Bu yazımızda, en sık yapılan üç hatayı ele alacağız. Bu hatalardan kaçınmak, miras sürecinin sağlıklı şekilde ilerlemesi açısından oldukça önemlidir.


1. Vekâletnameyi Yanlış Hazırlamak veya Eksik Bilgilerle Düzenlemek

Yurtdışından miras işlemlerini yürütmek isteyen kişiler genellikle bir avukata vekâlet vermek durumundadır. Ancak bu vekâletnamenin nasıl düzenlendiği kritik bir konudur. Konsolosluklarda ya da noterlerde düzenlenen vekâletnamelerde;

  • Açık yetkilere yer verilmemesi,

  • Tapu işlemleri, bankacılık faaliyetleri, veraset ilamı çıkarılması gibi işlemlerin açıkça belirtilmemesi,

  • Türkiye’deki kullanım için Apostil veya noter onayı gibi prosedürlerin eksik bırakılması,

sürecin tıkanmasına neden olabilmektedir.

Tavsiyemiz: Vekâletname düzenlemeden önce, çalışacağınız avukattan mutlaka örnek bir metin isteyin. Hangi işlemler için hangi yetkilerin verilmesi gerektiğini netleştirin.


2. Veraset İlamı Almadan İşlem Yapmaya Çalışmak

Miras işlemlerinin ilk adımı, veraset ilamı alınmasıdır. Ne yazık ki birçok kişi bu belgeyi almadan bankalara, tapu müdürlüklerine veya diğer resmi kurumlara başvurarak zaman ve enerji kaybetmektedir.

Veraset ilamı, mirasçılık sıfatını ve pay oranlarını gösteren resmî belgedir. Bu belge olmadan herhangi bir miras hakkı ileri sürülemez.

Tavsiyemiz: Türkiye’de bir avukat aracılığıyla veya doğrudan Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak veraset ilamınızı temin edin. Bu belge olmadan atılacak her adım eksik kalacaktır.


3. İletişimsizlik ve Belgeleri Geciktirmek

Yurtdışından yürütülen miras işlemlerinde zamanlamalar hayati öneme sahiptir. Gerekli belgelerin geç gönderilmesi, konsolosluk işlemlerinin gecikmesi veya avukatla yeterli iletişim kurulamaması ciddi zaman kayıplarına yol açmaktadır. Özellikle Türkiye’deki bazı kurumların belge teslim süresi sınırlı olabildiğinden, bu gecikmeler işlemleri baştan başlatma zorunluluğu doğurabilir.

Tavsiyemiz: Belgelerinizi elektronik ortamda önceden paylaşın, ardından asıllarını zaman kaybetmeden gönderin. Avukatınızla düzenli olarak iletişimde olun ve tüm taleplerini eksiksiz yerine getirin.


Sonuç: Doğru Adımlarla Süreci Kolaylaştırın

Yurtdışından yürütülen miras işlemleri, ilk bakışta karmaşık gibi görünse de doğru bilgi ve uzman bir destekle sorunsuz şekilde ilerleyebilir. En sık yapılan hataları bilmek ve bunlardan kaçınmak, hem zaman kazandırır hem de miras hakkınızın güvenli bir şekilde korunmasını sağlar.

Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, yurtdışındaki müvekkillerimize özel danışmanlık hizmeti sunuyor, tüm işlemleri onlar adına takip ediyoruz. Miras sürecinde güvenilir ve şeffaf bir işleyiş arıyorsanız, bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Categories
cihant.com

Eş ve Çocukların Türkiye’deki Miras Hakkı: Karşılıklılık İlkesi ve Bilinmesi Gerekenler

Globalleşen dünyada uluslararası evlilikler ve farklı ülkelerde yaşayan aile üyeleri giderek yaygınlaşıyor. Bu durum, özellikle miras hukuku gibi hassas konularda bazı önemli soruları beraberinde getiriyor. Türkiye’de yaşayan veya mal varlığı bulunan kişilerin vefatı halinde, yabancı uyruklu eşlerinin veya çocuklarının miras haklarının ne olacağı, sıkça karşılaşılan ve hukuki destek gerektiren bir meseledir. Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, bu karmaşık süreci sizler için aydınlatmayı hedefliyoruz. Peki, yabancı eşiniz veya çocuğunuz Türkiye’deki mirastan pay alabilir mi?

Türk Miras Hukukuna Genel Bakış ve Yabancılar İçin Durum

Türk Medeni Kanunu, miras hukukunun temel çerçevesini belirler. Kanuna göre mirasçılar, yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar olarak ikiye ayrılır. Yasal mirasçılar, kan bağı (altsoy, anne-baba, büyükanne-büyükbaba gibi) ve evlilik bağı (sağ kalan eş) ile belirlenir.

Yabancı uyruklu kişilerin Türkiye’de mirasçı olabilmesi ise temel olarak “karşılıklılık” (mütekabiliyet) ilkesine tabidir. Bu ilke, en basit haliyle, bir yabancının vatandaşı olduğu ülkede Türk vatandaşlarına miras hakkı tanınıyorsa, o yabancının da Türkiye’de miras hakkına sahip olabileceği anlamına gelir. Yani, Türk vatandaşlarının ilgili yabancı ülkede mirasçı olabilme hakları ile o ülkenin vatandaşlarının Türkiye’deki mirasçılık hakları arasında bir denklik olması beklenir.

Karşılıklılık İlkesinin Uygulanması ve İstisnalar

Karşılıklılık ilkesi, özellikle taşınmaz (gayrimenkul) malların miras yoluyla intikali konusunda büyük önem taşır. Taşınır mallar (para, araba, hisse senedi vb.) için genellikle karşılıklılık şartı daha esnek yorumlanabilir veya aranmayabilir. Ancak konu ev, arsa, dükkan gibi taşınmazlar olduğunda, mirasçı olacak yabancının vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında miras konusunda karşılıklılık bulunup bulunmadığı titizlikle araştırılır.

Bu araştırmayı genellikle Tapu Müdürlükleri ve Adalet Bakanlığı yapar. Eğer karşılıklılık ilkesi sağlanıyorsa, yabancı uyruklu mirasçı, Türk vatandaşı bir mirasçı gibi haklara sahip olur.

Ancak bazı durumlarda istisnalar olabilir:

  1. Vatansızlar: Herhangi bir devletin vatandaşlığına sahip olmayan (haymatlos) kişiler için karşılıklılık ilkesi aranmaz ve bu kişiler Türk vatandaşları gibi mirasçı olabilirler.
  2. Mavi Kart Sahipleri: Doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve onların altsoyları (Mavi Kart sahipleri), belirli istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. Bu nedenle, miras konusunda da genellikle Türk vatandaşları ile aynı haklara sahiptirler ve karşılıklılık ilkesine tabi olmazlar.
  3. Uluslararası Anlaşmalar: Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı uluslararası anlaşmalar, karşılıklılık ilkesinden farklı düzenlemeler getirebilir. Bu tür anlaşmaların varlığı halinde, anlaşma hükümleri uygulanır.

Yabancı Uyruklu Eşin Miras Hakkı

Türk Medeni Kanunu’na göre sağ kalan eş, yasal mirasçıdır ve miras bırakının altsoyu (çocukları, torunları) ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte birine (1/4), miras bırakanın anne ve babası veya onların altsoyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın yarısına (1/2) hak kazanır. Eğer miras bırakanın büyükanne ve büyükbabaları veya onların altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü (3/4) eşe kalır. Bunlardan kimse yoksa mirasın tamamı eşe kalır.

Yabancı uyruklu eşin bu yasal miras payını alabilmesi, yine yukarıda bahsedilen karşılıklılık ilkesine bağlıdır. Özellikle miras kalan mal varlığı taşınmaz ise, eşin vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında mirasçılık konusunda karşılıklılık olması gerekir. Karşılıklılık varsa, yabancı eş, Türk vatandaşı bir eş gibi miras payını alır.

Yabancı Uyruklu Çocuğun Miras Hakkı

Çocuklar, miras hukukunda birinci zümre mirasçılardır ve miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarıdırlar. Miras bırakanın altsoyu (çocukları, evlatlıkları ve onlardan doğanlar) eşit paylara sahip olarak mirasçı olurlar.

Yabancı uyruklu çocukların durumu da eşinkine benzer. Türkiye’deki mirastan pay alabilmeleri, vatandaşı oldukları ülke ile Türkiye arasında mirasçılık konusunda karşılıklılık bulunmasına bağlıdır. Eğer karşılıklılık şartı sağlanıyorsa, yabancı uyruklu çocuklar da Türk vatandaşı çocuklar gibi miras haklarını kullanabilirler. Evlilik dışı doğan yabancı uyruklu çocuğun durumu ise tanıma veya babalık davası gibi ek hukuki süreçleri gerektirebilir.

Miras Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler ve Hukuki Destek

Uluslararası miras işlemleri, hem Türk hukukunu hem de ilgili yabancı ülke hukukunu içerebilen, dil bariyerleri, bürokratik işlemler ve farklı yasal uygulamalar nedeniyle oldukça karmaşık olabilen süreçlerdir.

  1. Veraset İlamı (Mirasçılık Belgesi): Mirasçıların kimler olduğunu ve miras paylarını gösteren resmi belge olan veraset ilamının alınması ilk adımdır. Yabancı mirasçılar için bu belgeyi almak, özellikle karşılıklılık araştırması nedeniyle daha uzun sürebilir.
  2. Karşılıklılık Araştırması: İlgili ülke ile Türkiye arasında miras konusunda karşılıklılık olup olmadığının resmi olarak teyit edilmesi gerekir.
  3. Taşınmazların Tescili: Miras kalan taşınmazların yabancı mirasçılar adına tapuda tescil edilmesi için belirli prosedürlerin takip edilmesi ve yasal sınırlamalara (örneğin, askeri yasak bölgelerdeki taşınmazlar) dikkat edilmesi gerekir. Yabancıların Türkiye’de edinebileceği taşınmazların toplam yüzölçümü ile ilgili yasal kısıtlamalar da bulunmaktadır.
  4. Vergilendirme: Miras yoluyla elde edilen mallar için Veraset ve İntikal Vergisi ödenmesi gerekebilir. Yabancı mirasçılar için de bu vergi yükümlülüğü geçerlidir.

Bu süreçlerin her aşaması uzmanlık ve dikkat gerektirir. Yanlış veya eksik yapılan bir işlem, hak kayıplarına veya sürecin uzamasına neden olabilir. İşte bu noktada Cihant Hukuk ve Danışmanlık devreye girer. Alanında deneyimli avukatlarımızla, yabancı uyruklu müvekkillerimizin Türkiye’deki miras haklarını korumak, veraset ilamı alınmasından mirasın paylaştırılmasına ve tapu işlemlerine kadar tüm süreci titizlikle yönetmek için buradayız.

Sonuç

Evet, yabancı uyruklu eşiniz veya çocuğunuz, belirli koşullar altında Türkiye’deki mirastan pay alabilir. Bu koşulların en önemlisi genellikle karşılıklılık ilkesidir. Ancak her durum kendine özgüdür ve detaylı bir hukuki değerlendirme gerektirir. Uluslararası miras hukuku alanındaki karmaşıklıklar göz önüne alındığında, haklarınızı tam olarak anlamak ve korumak için profesyonel hukuki destek almak en doğru yaklaşımdır.

Türkiye’deki miras haklarınızla ilgili sorularınız veya hukuki desteğe ihtiyacınız varsa, Cihant Hukuk ve Danışmanlık ile iletişime geçmekten çekinmeyin. Size özel durumunuzu değerlendirerek en uygun hukuki yolu belirlemenize yardımcı olabiliriz.

Categories
cihant.com

Mirasçılardan Biri Kayıp! Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Miras paylaşımı, hem duygusal hem de hukuki açıdan hassas bir süreçtir. Ancak bu süreci daha da karmaşık hale getiren durumların başında, mirasçılardan birinin kayıp olması veya kendisine ulaşılamaması gelir. Bu gibi hallerde hem diğer mirasçıların haklarının korunması hem de yasal sürecin aksamaması büyük önem taşır. Peki, böyle bir durumda miras paylaşımı nasıl gerçekleştirilir? Türk Medeni Kanunu bu konuda ne gibi düzenlemeler içermektedir?

Mirasçının Kayıp Olması Durumunda İlk Adım

Eğer bir mirasçıya ulaşılamıyor ya da kişinin nerede olduğu bilinmiyorsa, öncelikle bu durumun tespiti gerekir. Bahsi geçen mirasçının gerçekten kayıp olup olmadığının belirlenmesi, hukuki sürecin şekillenmesi açısından kritiktir. Bu kapsamda mahkemeye başvurarak gaiplik kararı talep edilmesi gerekebilir. Gaiplik, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve uzun süredir kendisinden haber alınamayan kişilerin hukuken ölmüş sayılmasına ilişkin bir karardır.

Gaiplik Kararı Nedir?

Gaiplik kararı, belirli şartların oluşması halinde bir kişinin hukuken ölü kabul edilmesini sağlar. Bu karar, miras paylaşımı gibi işlemlerde kişinin varlığına ilişkin belirsizliklerin ortadan kalkmasına yardımcı olur. Gaiplik kararı alabilmek için aşağıdaki şartların sağlanması gerekir:

  • Kişinin uzun süre boyunca kendisinden haber alınamaması

  • Hayatta olup olmadığına dair ciddi bir şüphenin varlığı

  • Mahkemeye yapılan başvuru sonucunda gaiplik kararı verilmesi

Gaiplik kararı verildikten sonra, söz konusu kişi yasal olarak ölmüş kabul edilir ve miras paylaşımı bu doğrultuda gerçekleştirilir.

Kayıp Mirasçı İçin Kayyım Atanması

Her zaman gaiplik kararı beklenmeyebilir. Mirasçının kayıp olması ancak hukuki ölüm kararı verilmemişse, bu kişinin payı korunmak zorundadır. Bu durumda, Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurularak kayıp mirasçı adına kayyım atanması talep edilebilir. Kayyım, kayıp olan mirasçının hakkını korumakla yükümlü bir temsilcidir. Miras paylaşımı, kayyım aracılığıyla yapılabilir ve böylece sürecin tamamlanması mümkün olur.

Diğer Mirasçıların Hakları

Mirasçılardan birinin kayıp olması, diğer mirasçıların kendi haklarını almalarını engellemez. Ancak bu hakların kullanımında dikkatli davranmak gerekir. Kayıp mirasçının yasal payı korunmak zorundadır. Gaiplik kararı ya da kayyım atanması süreci tamamlanmadan miras paylaşımı yapılamaz. Aksi halde yapılan işlemler hukuken geçersiz sayılabilir.

Veraset İlamı ve Mirasın Resmi Paylaşımı

Mirasın paylaşımı için öncelikle veraset ilamı (mirasçılık belgesi) alınmalıdır. Bu belge, kimin ne kadar miras payına sahip olduğunu resmi olarak gösterir. Kayıp mirasçının bulunamaması durumunda bu belgeye dair işlemler ertelenebilir. Ancak yukarıda belirtilen yasal yollarla sürecin önü açılır. Gerekli adımlar atıldıktan sonra mirasın resmi paylaşımı noter huzurunda ya da mahkeme kararıyla gerçekleştirilebilir.

Miras Hukukunda Profesyonel Destek Neden Önemlidir?

Mirasçılardan birinin kayıp olduğu durumlar, genellikle duygusal gerilimlerin arttığı, aile içi ilişkilerin zedelendiği süreçlerdir. Aynı zamanda bu süreçler, teknik hukuk bilgisi gerektirir ve yapılacak küçük bir hata uzun vadeli sorunlara yol açabilir. Bu nedenle Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, miras paylaşımıyla ilgili tüm aşamalarda yanınızda yer alıyoruz. Hem hukuki haklarınızı koruyor hem de sürecin hızlı ve sağlıklı ilerlemesini sağlıyoruz.

Sonuç

Kayıp veya ulaşılamayan bir mirasçının varlığı, miras paylaşımını geciktirebilir ancak bu durum çözümsüz değildir. Türk hukuku bu gibi durumlar için net yollar belirlemiştir. Gaiplik kararı alınarak veya kayyım atanarak miras paylaşımı yapılabilir. Bu süreçlerde hukuki danışmanlık almanız, hem zaman hem de hak kayıplarını önleyecektir.

Categories
cihant.com

Yurtdışından Miras Kalan Banka Parası Nasıl Çekilir? | Cihant Hukuk

Gurbetçiler için Türkiye’deki miras işlemleri, genellikle karmaşık ve yorucu bir sürece dönüşebilir. Özellikle Türkiye’de vefat eden bir yakının ardından banka hesabında kalan parayı çekmek isteyen kişiler için süreç hem hukuki hem de pratik anlamda dikkat gerektirir. “Cihant Hukuk ve Danışmanlık” olarak, yurtdışında yaşayan vatandaşların Türkiye’deki miras haklarına nasıl ulaşabileceğini detaylıca anlatıyoruz.

Öncelikle: Mirasçı Olduğunuzu Belgelerle Kanıtlamalısınız

Banka hesabında kalan paraya erişim sağlamanın ilk adımı, mirasçılığınızı resmi yollarla belgelendirmektir. Türkiye’de mirasçılık belgesi (veraset ilamı), Sulh Hukuk Mahkemesi’nden ya da noterlerden alınabilir. Eğer Türkiye’de değilseniz, bu işlemi avukatınız aracılığıyla başlatabilirsiniz.

Yurt Dışından İşlem Yapmak Mümkün mü?

Evet, mümkün. Türkiye dışından da yasal işlemleri yürütmek mümkündür. Bunun için size özel bir vekaletname düzenlenerek Türkiye’deki bir avukata yetki verilebilir. Bu vekaletname, yaşadığınız ülkedeki Türk konsolosluğu aracılığıyla düzenlenmeli ya da noter huzurunda hazırlanıp apostil şerhi ile onaylanmalıdır.

Vekaletname Hazırlarken Nelere Dikkat Edilmeli?

Yurt dışında düzenlenecek vekaletnamenin içeriği çok önemlidir. Vekaletnamenin;

  • Miras işlemlerini yürütme,

  • Bankalardan bilgi talep etme,

  • Miras paralarının tahsil edilmesi,

  • Gerekli mahkeme süreçlerinin takip edilmesi

gibi yetkileri açıkça içermesi gerekir. Eksik ya da yetersiz vekaletnameler, süreci geciktirebilir.

Banka ile İletişim Kurulması

Veraset ilamı temin edildikten sonra, miras bırakanın parasının bulunduğu bankaya başvuru yapılır. Banka, yasal mirasçıların kimler olduğunu, veraset ilamına göre değerlendirir ve hak sahiplerine ödeme yapılmasını sağlar.

Yurtdışında yaşayan bir mirasçının Türkiye’deki banka hesabından para çekebilmesi için çoğu zaman banka transferi tercih edilir. Bunun için Türkiye’de bir banka hesabı açmak ve miras payını bu hesaba almak en uygun yöntemdir. Daha sonra bu hesabınızdaki parayı kendi yaşadığınız ülkeye transfer edebilirsiniz.

Vergisel Yükümlülükleri Unutmayın

Türkiye’deki miraslardan doğabilecek vergisel yükümlülükler de göz ardı edilmemelidir. Miras vergisi, belli bir miktarın üzerindeki değerler için geçerlidir ve bu verginin zamanında ödenmesi gerekir. Gecikme durumunda faiz uygulanabileceğinden, bu süreç de avukat desteği ile dikkatlice yürütülmelidir.

Avukat Desteğiyle İşlemler Daha Hızlı ve Güvenli

Yurtdışından Türkiye’deki miras hakkınızı almak için profesyonel bir avukatla çalışmak, hem işlemlerin yasal çerçevede doğru yapılmasını sağlar hem de zaman kaybını önler. Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, özellikle Almanya, Hollanda, Fransa ve Belçika gibi ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarına bu konuda hızlı ve güvenilir hizmet sunuyoruz.

Veraset ilamı, banka görüşmeleri, vekaletname işlemleri ve para transferi gibi adımların tamamı için deneyimli avukatlarımızdan destek alabilirsiniz. Tüm süreç boyunca sizi düzenli olarak bilgilendiriyor, işlemlerin eksiksiz tamamlanmasını sağlıyoruz.

Categories
cihant.com

Babanız/Anneniz Ölmeden Önce Malını Başkasına Devrettiyse Ne Yapmalısınız?

Aile içinde en çok tartışmaya neden olan hukuki meselelerden biri de muris muvazaasıdır. Özellikle anne veya babanın vefatından sonra, geride kalan mirasçılar arasında “bu taşınmaz gerçekten satıldı mı, yoksa bizden mal kaçırıldı mı?” sorusu sıkça gündeme gelir. Bu durum, Türk Medeni Kanunu’nda muris muvazaası davası olarak adlandırılır ve miras hukukunun en kritik başlıklarından biridir.

Muris Muvazaası Nedir?

Halk arasında “mal kaçırma” olarak bilinen bu hukuki işlemde, miras bırakan kişi (muris), tapuda yaptığı işlemi satış gibi göstererek aslında bağış yapmaktadır. Yani görünürdeki işlem satış gibi dursa da, gerçek niyet başkadır. Bu durumda, miras hakkı çiğnenen kişiler mahkemeye başvurarak muris muvazaası davası açabilir.

Örnek Durumlar

  • Babanız vefat etmeden önce, değerli bir arsa veya evi kardeşiniz adına devretmiş olabilir. Ancak satış gibi görünen bu işlemde herhangi bir ödeme yapılmamışsa ve gizli bir bağış söz konusuysa bu, muris muvazaasına işaret eder.

  • Anneniz, tüm mallarını üçüncü bir kişiye devretmiş ancak bu kişiyle aralarında yakın bir bağ varsa ve işlem karşılıksız gerçekleşmişse yine aynı durumdan söz edilebilir.

Bu Durumda Ne Yapabilirsiniz?

Eğer bir taşınmazın gerçek bir satış değil de görünüşte satış, gerçekte bağış olduğu düşünülüyorsa, yasal sürecin başlatılması gerekir. Muris muvazaasına dayalı davalar, Yargıtay içtihatları ile şekillenmiş olup, davanın kabulü için bazı şartlar aranır:

  1. Görünüşteki işlem ile gerçek irade arasında fark olmalı.

  2. İşlem, diğer mirasçıların miras haklarını bertaraf etmek amacıyla yapılmış olmalı.

  3. Dava genellikle tapu iptali ve tescil davası olarak açılır.

Muris Muvazaası Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Bu tür davalar yalnızca mirasçılar tarafından açılabilir.

  • Zamanaşımı yoktur. Miras bırakan kişinin vefatından sonra herhangi bir zamanda dava açılabilir.

  • İspat yükü davacıdadır. Yani muvazaanın varlığını davacı kanıtlamalıdır.

  • Tanık beyanları, yazılı belgeler, tapu kayıtları ve banka hareketleri gibi deliller önem taşır.

Dava Açmadan Önce Hukuki Destek Almak Şart

Bu tür davalar genellikle duygusal yönü ağır, karmaşık hukuki süreçlerdir. Bu nedenle sürecin başından itibaren alanında deneyimli bir avukatla çalışmak son derece önemlidir. Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, miras hakkınızın korunması için sizinle birlikte titizlikle çalışıyor, tapu kayıtlarını inceliyor ve mahkemeye sunulacak argümanları dikkatlice hazırlıyoruz.

Ailenizin Hakkını Korumak Elinizde

Haksız yere elinizden alınan bir miras payını geri kazanmak mümkün olabilir. Önemli olan geç kalmadan doğru adımları atmaktır. Babanız ya da anneniz yaşarken taşınmazlarını başkasına devrettiyse ve bu işlem gerçekte bir satış değilse, hakkınızı aramak için yasal yollar açıktır.

Categories
cihant.com

Yurtdışında Hazırlanan Vasiyetnameler Türkiye’de Geçerli mi?

Yurtdışında yaşayan birçok Türk vatandaşı veya çifte vatandaş, hayatlarını farklı ülkelerde sürdürüyor. Ancak zamanla Türkiye’deki mal varlıkları ve miras düzenlemeleri önem kazanıyor. Bu noktada sıkça karşılaşılan sorulardan biri de şu: Yurtdışında hazırlanan bir vasiyetname, Türkiye’de geçerli midir?

Bu yazımızda, yurtdışında düzenlenen vasiyetnamelerin Türkiye’deki hukuki geçerliliğini ele alacağız. Özellikle Almanya, Fransa, Hollanda gibi Türk vatandaşlarının yoğun yaşadığı ülkelerde yapılan vasiyetnamelerin Türkiye’de nasıl değerlendirildiğini inceleyeceğiz.


Yurtdışında Yapılan Vasiyetname Ne Demektir?

Yurtdışında yapılan vasiyetname, bir kişinin yabancı bir ülkenin hukukuna göre hazırladığı ve mal varlığını ölümünden sonra nasıl paylaşmak istediğini belirttiği resmi bir belgedir. Bu belge, genellikle o ülkenin noter sistemi ya da yetkili mahkemeleri aracılığıyla düzenlenir.

Türkiye’de miras işlemleri genellikle Türk Medeni Kanunu’na göre yürütülür. Ancak vasiyetnamenin yurtdışında hazırlanmış olması, otomatik olarak geçersiz olduğu anlamına gelmez. Burada dikkat edilmesi gereken bazı hukuki kriterler bulunmaktadır.


Hangi Şartlarda Geçerlidir?

Türk hukukunda, vasiyetnamenin geçerliliği, düzenlendiği ülkenin hukuk kuralları kadar, Türk hukukunun da tanıdığı bazı kriterlere bağlıdır. Bu bağlamda:

  1. Şekil Şartları: Türk Medeni Kanunu’na göre yazılı, sözlü ya da resmi vasiyetname türleri geçerlidir. Eğer yurtdışında düzenlenen vasiyetname, bu üç biçimden birine uyuyorsa Türkiye’de geçerlilik kazanabilir.

  2. Yasal Ehliyet: Vasiyetnamenin hazırlandığı tarihte kişinin ayırt etme gücüne sahip olması ve reşit olması gerekir. Yani kişinin zihinsel olarak sağlıklı olması önemlidir.

  3. Uluslararası Sözleşmeler: Türkiye’nin taraf olduğu Lahey Vasiyetnamelerin Kanunlar İhtilafı Konvansiyonu gibi uluslararası düzenlemeler, yabancı ülkelerde yapılan vasiyetnamelerin Türkiye’de tanınmasını kolaylaştırır.

  4. Tercüme ve Tasdik: Yurtdışında yazılan vasiyetnamenin Türkiye’de kullanılabilmesi için yeminli tercüman tarafından Türkçeye çevrilmesi ve noter onayıyla tasdik edilmesi gerekir.


Ne Zaman Sorun Yaşanır?

Her ne kadar bazı vasiyetnameler geçerli sayılsa da, uygulamada çeşitli sorunlarla karşılaşmak mümkündür. Özellikle:

  • Vasiyetnamenin düzenlendiği ülkenin hukuk sistemiyle Türkiye’deki hukuk arasında büyük farklar varsa,

  • Vasiyetnamede açık olmayan ifadeler bulunuyorsa,

  • Belgede çeviri hataları varsa,

  • Mirasçılardan biri içeriğe itiraz ediyorsa,

bu gibi durumlarda vasiyetnamenin Türkiye’deki mahkemelerce geçersiz sayılması söz konusu olabilir. Bu tür riskleri en aza indirmek için bir Türk hukukçusuna danışmak oldukça önemlidir.


Çifte Vatandaşlar İçin Durum Nasıl?

Çifte vatandaş olan bireyler, hem Türkiye’de hem de yaşadıkları ülkede farklı hukuk kurallarıyla muhatap olurlar. Bu nedenle vasiyetnamenin hangi ülke hukukuna göre düzenlendiği çok önemlidir. Türk vatandaşı olan bir kişinin Türkiye’deki mal varlıklarını kapsayan bir vasiyetname hazırlaması durumunda, Türk hukukunun öncelikli olarak uygulanabileceği unutulmamalıdır.


Profesyonel Destek Neden Önemli?

Uluslararası miras hukuku, hem teknik hem de detaylı bir alandır. Küçük bir hata bile, mirasın paylaşımında ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, vasiyetnamenizi hazırlamadan önce ya da mevcut bir vasiyetnamenizi Türkiye’de kullanmadan önce bir hukuk bürosundan destek almanız faydalı olacaktır.

Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’deki miras haklarını güvence altına almak için profesyonel destek sunuyoruz. Belgelerinizin geçerliliğini kontrol ediyor, gerekiyorsa düzenleme yapıyor ve tüm süreci sizin adınıza takip ediyoruz.


Sonuç

Yurtdışında düzenlenen bir vasiyetname, Türkiye’de bazı şartlar altında geçerli olabilir. Ancak bu konuda yapılacak en doğru adım, bir uzmana başvurarak mevcut belgenin hukuki uygunluğunu denetletmektir. Böylece ileride yaşanabilecek sorunların önüne geçilmiş olur.

Eğer siz de yurtdışında hazırladığınız vasiyetnamenin Türkiye’de geçerli olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız, Cihant Hukuk ve Danışmanlık uzmanlarıyla iletişime geçebilirsiniz.

Categories
cihant.com

Miras Borçlarıyla Karşılaşınca Ne Yapmalısınız?

Bir yakınız vefat ettiğinde, sadece mallar değil, borçlar da size intikal edebilir. Miras hukuku çoğu zaman sadece ev, araba ya da para gibi değerli mallar üzerinden konuşulur. Ancak işin bir de görünmeyen yüzü vardır: Borçlar. Mirasçılar olarak bu durumda nasıl hareket etmeniz gerektiğini bilmek hem yasal haklarınızı korumak hem de ileride daha büyük sorunlarla karşılaşmamak için büyük önem taşır.

Miras Nedir, Kimler Mirasçı Sayılır?

Türk Medeni Kanunu’na göre miras, bir kişinin ölümüyle birlikte geride bıraktığı tüm malvarlığını kapsar. Bu malvarlığı içerisinde taşınmazlar, taşınabilirler, banka hesapları, alacaklar ve aynı zamanda borçlar yer alabilir. Vefat eden kişinin kanuni mirasçıları genellikle eş, çocuklar, anne-baba gibi yakın akrabalardır. Vasiyetname varsa, belirlenen kişiler de mirasçı olabilir.

Mirasın Reddi: Borçlu Mirasla Karşılaşınca İlk Seçenek

Mirasın borçlu olduğunu öğrendiğinizde yapabileceğiniz ilk ve en önemli işlem, mirası reddetmektir. Miras reddi, vefat eden kişinin borçlarından sorumlu olmamak adına başvurulan bir yoldur. Ancak bu karar, ölüme bağlı olarak açılan mirasın öğrenildiği tarihten itibaren üç ay içinde verilmelidir.

Bu süre içerisinde mirasçı tarafından sulh hukuk mahkemesine yapılacak bir beyanla miras reddedilebilir. Süre geçirilirse miras, kayıtsız şartsız kabul edilmiş sayılır ve tüm borçlardan siz sorumlu hale gelebilirsiniz.

Borçları Bilmeden Mirası Kabul Etmişseniz?

Eğer miras bırakanın borçlarını bilmiyorsanız ve üç ayı da geçirdiyseniz, bu durumda ne yapılabileceği konusu oldukça önemlidir. Bu gibi durumlarda, ayırt etme gücünüzün bulunmaması, yanılma veya hile gibi nedenlerle mirasın iptali ya da tenkisi söz konusu olabilir. Ancak bu işlemler, hukuki bilgi gerektirdiğinden mutlaka bir avukat desteği ile yürütülmelidir.

En Güvenli Yöntem: Terekenin Tespiti ve Resmi Mirasçılık Belgesi

Vefat edenin malvarlığını ve borçlarını net bir şekilde görmek için terekenin tespiti davası açabilirsiniz. Bu dava sayesinde hem borçlar hem alacaklar belirlenir ve bu bilgiler ışığında hareket etmek daha kolay olur.

Ayrıca, mirasçılık belgesi ile kimlerin mirasçı olduğu kesinleşir. Bu belge olmadan birçok resmi işlem yapılamaz. Noterden ya da sulh hukuk mahkemesinden bu belge temin edilebilir.

Miras Hukuku Karmaşıktır, Profesyonel Destek Alın

Miras konusu duygusal bir süreçtir, ancak aynı zamanda ciddi bir hukuki sorumluluk da içerir. Özellikle borç içeren bir mirasla karşı karşıyaysanız, hatalı bir adım atmanız size büyük maddi yük getirebilir. Bu nedenle süreci başından itibaren uzman bir avukatla yürütmeniz önemlidir. Cihant Hukuk ve Danışmanlık olarak, mirasın reddi, tereke tespiti, miras paylaşımı gibi konularda size yol göstermeye hazırız.

Unutmayın, mirasla birlikte gelen yükümlülükler konusunda bilinçli davranmak, ileride oluşabilecek olumsuz durumların önüne geçmenin anahtarıdır.